31 Mayıs 2009 Pazar

Bir Duygu İnsanı


Aslında görüntü alışıldık bir görüntü.Kazanılan önemli maçlar ve kupalardan sonrada Beşiktaş Başkanı Demirören'i bu şekilde görmeye alışkındık.Hatta işi ileri götürüp Beşiktaş seyircisi alınmayan bir Bursa deplasmanında yönetici arkadaşlarıyla beaber maçı boş bırakılan rakip taraftar bölümünde izlemişliği bile vardır.Ama bu kez farklı olan 2004'ten beri takımın başında olan Demirören'in ilk lig şampiyonluğunun gözyaşları.Anlaşılan kızıda ona çekmiş ama oğlandan tık yok.

Şimdi Sevinme Zamanı


Acısıyla tatlısıyla bir sezonu daha geride bitirdik.Her açıdan çok ilginç tabloların yaşandığı uzun yıllar unutulmayacak bir lig oldu bu sene.Hem düşme potası hem şampiyonluk yarışı hemde Avrupa kupalarına katılabilme yarışında büyük çekişmeler yaşandı.Sanırım daha önceki senelerde bu sene olduğu kadar takımlar kendi ellerinde olan şampiyonluk şanslarını hiç bu kadar geri tepmemişlerdi.Trabzon'un kendi evinde kaybettiği maçlar,Galatasaray'ın Kocaeli'den kendi sahasında 5 yemesi ve Eskişehir'e iki maçta 6 puan vermesi,Fenerbahçe'nin derbilerdeki başarısını küçük takımlara gösterememesi Sivas'ında sonuna kadar getirip belkide son düzlükte heyecanına yenilerek Anadolu'dan şampiyon çıkma rüyasını başka baharlara bıraktığı ve sonundada aradan Beşiktaş'ın çıkarak şampiyonluğu göğüslediği enteresan bir lig yaşadık.Uzun yıllarda yaşamayız sanırım.Çünkü üç sene önce Fenerbahçe'nin 81 puanla şampiyonluğu verdiği Denizli'den bu kez Beşiktaş 71 puanla şampiyon çıkmayı başardı.
Bu açıdan bakıldığında Beşiktaş'mı başarılı yoksa rakipleri mi çok kötüydü bu sene ne kadar tartışırsak tartışalım bu sezon artık geride kaldı ve yıllar sonra tarih kazananı yazacak sadece.Birde 6 yıl sonra gelen şampiyonluğun yanında aslında kazanmaya alışık oldukları Türkiye Kupasınında kazanılması siyah-beyaz renklere gönül verenlere çifte mutluluk yaşattı.O yüzden şimdi sevinme zamanı peki yarın?
Çok bilinen bir söz vardır.Başarılı olmak önemli değil önemli olan başarıyı kazandıktan sonra orda tutunabilmek diye.Bu sene öyle böyle Beşiktaş şampiyon oldu ama ligde rakipler bir daha bu kadar kötü olacaklar mı acaba?Peki ya Avrupa?Heralde taraftarlar yeni bir Liverpool faciası daha yaşamak istemezler.Beşiktaş'ta özellikle büyük tansiyonu yüksek maçlarda istediği oyunu bir türlü oynayamıyor Luce zamanından beri.Beşiktaş'ın önce bu eksiğini yenmesi lazım.Bunuda takım içinde farkını göstericek ağırlığını koyacak yabancılarla başarmalı.Önümüzdeki sezon şampiyonlar ligide dahil 3 kulvarda mücadele edecekler.En kolay maçlarda bile savunmada çok basit goller yiyen bir Beşiktaş gelecek sezonda böyle olursa Avrupa'da yine aradığını bulamaz.
Evet çifte kupa geldi 6 yıldan sonra ligde şampiyon olundu bunun çoşkusu anlatılacak gibi değil ama yönetimin hiç rehavete girmeden Denizli'yle beraber gelecek sezonun planlarını yapmaya başlaması lazım.Gidecek oyuncular belirlenmeli yerlerine kaliteli takviyeler yapılmalı ve en kısa sürede takım gelecek sezon için hem fizik hemde mental açıdan yeni sezona hazır hale getirilmeli ama şimdi sevinme zamanı...

29 Mayıs 2009 Cuma

KİNG#1 - İngiltere

Avrupa Liglerinin gol krallarını tanıyacağız. İlk Kralımız İngiltere' den Nicholas Sebastian Anelka.
Bu isimi hepimiz çok yakından tanıyoruz. Genç yaşta zirveye çıktı, erken yaşta zirveden indi, şimdi ise tekrar zirvede.
18 yaşında PSG' den Arsenal' e gittiğinde onu tanıyan pek yoktu ama orada geçirdiği iki sezonun sonunda artık tüm Avrupa Anelka adını öğrenmişti. 20 yaşındaki bu genç Fransız artık zirvedeydi. Real Madrid' e transfer oldu. Fakat Madrid' te işler hiç istediği gibi gitmedi. Ligde 19 maçta sadece 2 gol atabildi, yeterli süre alamıyordu. Takım arkadaşlarıyla, hocayla vede basınla problemleri vardı ve Madrid macerası onun için sadece 1 sene sürdü. Kendini bulabilmek için tekrardan yuvasına Fransa' ya dönmeye karar verdi ve 00-01 sezonuna PSG de başladı. Burada birbuçuk sezon oynadı, 39 lig maçında 10 gol attı ve ardından kariyeriyle özdeşleşen ben gitmek istiyorum söylemlerine başladı ve 01-02 sezonunun yarısında Liverpool' a kiralandı. Tekrar adadaydı. Kendini göstermek istiyordu fakat işler istediği gibi olmadı. Liverpool' da yarım sezon 20 maç ve 4 gol. Bu yarım sezonda yıldızını parlatamadı ama adada futbol oynamak istediğini buradaki ortamın çok üstdüzey olduğunu farketti ve sezon sonu Paristen ayrılarak Manchester City' nin yolunu tuttu. Anelka City' ye geldiğinde karakter olarakta gelişmişti, eskisi gibi değildi uslanmıştı. Zorlu çocuk Anelka gitmiş uysal işini yapan yıldızı sönmüş ama parlatılmayı bekleyen bir Anelka gelmişti. City' de geçirdiği iki buçuk sezonda 89 maçta 39 gole imza attı. Ardından çok yakınımıza İstanbul' a geldi Fenerbahçe forması giydi. Anelka' nın büyüklüğünü İstanbul' da daha iyi anlamıştık. Muhteşem bir yetenekti, bir forvetten isteyebileceğiniz herşey sahipti. Fenerbahçe taraftarları onu çok sevdi, takımın gözdesi oldu. Fakat Denizli' de şampiyonluk maçına çıkılırken Daum onu kulübede tutarken, sahaya onun yarısı bile olamayacak isimlerle çıkıyordu. İşte o dakikada Anelka için Fenerbahçe defteri kapanmıştı. Ertesi sezon başında yeni teknik direktör Zico ve Başkan kal desede o Adaya geri dönme kararı almıştı. Bunda en önemli etkenlerden biride Fransa Milli takımı menejerinin milli takımda oynamak istiyorsan göz önünde bir ligde futbol oyna telkiniydi. Halbuki yıllardır alamadığı milli formayı Fenerbahçe' de geri kazanmıştı ama Daum ' un tavrı ve menejerin telkiniyle adanın yolunu tuttu. Bolton' da birbuçuk sezon kaldı 21 gol attı 07-08 sezonu yarısında Chelsea' ye geldi ve yıldızını yeniden parlattı. Bu sezon 19 gol atarak İngiltere Premiere Lig gol Kralı ünvanını aldı. Tebrikler Anelka Tebrikler Bilal.

2008 - 2009

Acaba


Güntekin Onay' ın yorumlarını ve programlarını severek izlerim, kendisi Türkiye'deki kaliteli spor yorumcularından birisidir. Fakat kendisinde koyu bir Barcelona hayranlığı olduğu her türlü yorumundan açıkca belli oluyor ve bazen anlamsız yorumlar yapabiliyor. Ntvspor.net internet sitesinde ünlü spor yorumcularına bir soru sormuşlar ve buna bağlı cevaplar alınmış. Soru ve cevaplar pek önemli değil ama Güntekin Onay orada ufak bir paragrafta Barca ve Real Madridi karşılaştırmış(''Barcelona ve Real Madrid'e bakarak her şeyi görebiliriz. Barça, Şampiyonlar Ligi finaline 7 tane altyapıdan gelen oyuncusuyla çıkıyor, Galacticos ise her yıl milyonlarca Euro verip birçok yıldız alıyor ve sonuç ortada.'')
Bu açıklaması bana çok garip geldi. Sonuçta Barca bu sene çok iyi altyapıdan iyi oyuncular geldi, bunların yanına müthiş isimler transfer ettiler ve 3 kupayı kaldırdılar. Fakat Real Madrid' in sistemi kötüymüş gibi lanse etmiş, buda doğru değil. Biraz geriye doğru gidersek kimin haklı olduğunu anlayabiliriz.
Barcelona' da altyapıya dayalı bu sistemin başlangıcı olarak Johan Cruijff kabul ediliyor. İşte Cruijff' un Barca'ya teknik direktör olduğu günden bu zamana kazanılan kupalara bir bakalım.

Şampiyonlar Ligi

Barca : 3 Real Madrid : 3

La Liga

Barca : 8 Real Madrid : 6

Görülüyorki Şampiyonlar Ligi şampiyonlukları eşit La Liga' da ise Barca sadece 2 şampiyonluk daha fazla buda gösteriyorki ortada mutlak bir başarısızlık yok. Bazen bir şeye inanırız, onu severiz ve o bize mutlak doğruymuş gibi gelir ama dikkatlice inceleyince öyle olmadığını anlarız. Birde toplamda kazanılan kupa sayılarına bakmadık, eğer baksaydık orada Real Madrid açık ara önde.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Tebrikler Barca


Finale Barca ve Manu çıkınca çok sevindik, sonuçta iyi futbol oynayan hücum oynayan iki takım finale çıkmıştı. Fakat finalde daha bol pozisyonlu maç beklerken biraz kısır geçti ama yinede geçen hafta izlediğim UEFA finalinden sonra fazla bile geldi.
Barca bu sezon sonuna kadar haketmişti ve hakettiğini aldı. Zaten herkes Barcayı istiyordu, sonuçta adamlar herkese seyir zevki verdi bu sezon. Guardiola hazıra konduğu takımıyla 3 kupa birden kazandı. Gerçi ligde rotasyon yanlışları, Şampiyonlar Ligi yarı finalinde eksiklerin yerini kapatmadaki yanlış tercihleriyle 2 kupayı kaybetme riski yaşasada sonunda kazandı. Tebrikler Barca bize bu güzel futbol ziyafetini çektiğin için.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Kablocular


Taraftar grubu denince ne Çarşıyı tanırım , ne Ultraslanı nede Genç Fenerbahçelileri bir grup tanırım. GRUP KABLOCULAR.

26 Mayıs 2009 Salı

Grafite & Dzeko


Bundesliga bu sezon süprizle başladı süprizle bitti diyebiliriz.Ligin ilk yarısındaki Hoffenheim rüyası devre arasından sonra İbisevic'in sakatlığıyla son bulduktan sonra Wolfsburg mütevazi kadrosuyla büyük bir sürpriz ve direnç göstererek şampiyon olmayı başardı.Hiç şüphe yokki bunda en büyük pay toplamda 54 gol atarak 71/72 sezonundaki 53 gollü Müller-Hoeness rekorunu tarihe gömen Grafite ve Dzeko ikilisinin.Grafite 28 Dzeko ise 26 gol attı.1972 de ise Müller 40 Hoeness ise sadece 13 gol atabilmişti.Bakalım bu ikili önümüzdeki sezon neler yapabilecekler fakat her ne olursa olsun bir daha böyle bir başarının yakalanma ihtimali günümüz futbolu içerisinde çok düşük sanırım.

Meraklısına not:Bu sezon Süper Lig(!)de 33.haftalar sonu itibariyle Beşiktaş 58 Sivasspor 53 Trabzonspor 53 Fenerbahçe 58 Galatasaray 55 gol atabildi.

19 Mayıs 2009 Salı

Seire A


27 Juventus FC    

17 Milan AC

17 FC Internazionale

9 Genoa 1893

7 Torino
Bologna
Pro Vercelli

3 AS Roma

2 AC Fiorentina
SS Lazio
SSC Napoli

1 Cagliari
Casale
Novese
Sampdoria UC
Hellas Verona

La Liga


31 Real Madrid CF

19 FC Barcelona

9 Atlético de Madrid (includes Atlético Aviación)

8 Athletic de Bilbao

6 Valencia CF

2 Real Sociedad (San Sebastián)

1 Real Betis (Sevilla)
RC Deportivo de La Coruña
Sevilla FC

Fark




Premiere Ligi izlerken hepimiz şu soruyu soruyoruzdur; Neden bizde onlar kadar kaliteli bir lige sahip değiliz.
İşte size çok basit bir örnek vereceğim. İngiltere futbolu ile aramızdaki farkı göreceğiz. İngilterede insanlar zevk için futbol izlemeye gidiyorlar bizde ise mutlaka kazanmak için ego tatmini için hal böyle oluncada boş tribünler artıyor, kalite düşüyor. Bu sene Coca Cola Championship Liginden Premiere Lige direk çıkma hakkını elde eden Wolverhampton ve Birmingham City nin sezon boyu taraftar ortalamaları 23967 ve 19081 , maçlarını oynadıkları stadların kapasitesi ise 28525 ve 30000. Bu sene Turkcell Süper Ligde seyirci ortalaması olarak bu iki takımı geçen takım sayısı ise sadece iki, bunlar ise 39542 ile Fenerbahçe ve 26249 ile Beşiktaş.
Daha başka bir ayrıntı vereyim. Bank Asya Birinci Ligden Süper Lige direk çıkma hakkı elde eden Manisaspor ve Diyarbakırspor' un stadlarının kapasitesi ise 14965 ve 12963 kişidir. Wolverhampton ve Birmingham' ın bırakın stadlarını oynadıkları seyirci ortalamaları bile bu rakamlardan daha fazla. Biz eğer bir yerlere gelmek istiyorsak önce stadlarımızı sonrada seyirci profilimizi değiştirmemiz gerekiyor. Süper Ligde en çok seyirciye maç oynayan Fenerbahçe ve Beşiktaş ise bunların ortak yanı olan stad tadilatlarına dikkat çekmek istiyorum. Fenerbahçe stadını yeniden yaptı , Beşiktaş ise tadilat yaptı ve kapasitesini arttırıp bir kale arkası tribününün üstünü kapattı. Kalite olarak yukarıya çıkmak istiyorsak , bu kaliteli seyiriciyle başlar, kaliteli seyirci ise yeni ve bakımlı stadlardan geçiyor.

15 Mayıs 2009 Cuma

Armalardaki Ay Yıldız


Yıllardır Beşiktaş armasını görüyorum ama bu sabah birşey dikkatimi çekti. Beşiktaş armasında Türk bayrağı var. Hemen diğer armalara baktım Fenerbahçe' de Galatasaray' da Trabzonspor' da yok. Bu konuyla ilgili biraz araştırma yaptım ve resmi olarak 3 kulübe armasında Türk bayrağı taşıma hakkı verildiğini buldum. Bunlar Beşiktaş , Karşıyaka ve Kasımpaşaspor, Fakat en ilginç kısımı ise Bursaspor, İstanbulspor, Eyüpspor, Çankırı Belediyespor, Bingöl Belediyespor,Ceyhanspor,Nusaybin Demir Spor,Cizrespor,Konya Şekerspor,Yeni Burdur Gençlik Spor,Beylerbeyi,Lüleburgaz ve Elazığspor' unda armalarına Türk bayrağı eklemiş olmaları. Eklemesine eklemişler ama o armalardaki Ay Yıldız armanın dışına eklendiği kabul ediliyor ve resmi olarak yok sayılıyor. Gelelim Beşiktaş , Karşıyaka ve Kasımpaşa' nın armalarına Ay Yıldız koyma hakkını nasıl aldıklarına.
Karşıyaka ; Armasına ilk Ay-yıldızı ekleyen takım Karşıyaka olmuş. Kurtuluş savaşı sırasında büyük hizmetlerde bulunmuşlar ve kurulan ilk futbol liginde hiç gol yemeden şampiyon oldukları için Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından armasına Ay-yıldız taşıma hakkı verilmiş.
Kasımpaşa ; Armasında Ay Yıldız taşıma hakkını ikinci olarak alan takım Kasımpaşaspor olmuş. 1948 Londra olimpiyatlarında güreş dalında 6 güreşçimiz altın madalya kazanır. Bunlardan 3 tanesi Kasımpaşaspor güreşçileridir( Gazanfer Bilge , Mehmet Oktav ve Ahmet Kireçci ). İşte bu yüzden dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Kasımpaşaspor' a ülkemize bu önemli sporcuları ve dolayısıyla altın madalyaları kazandırdığı için armasında Ay Yıldız taşıma hakkını vermiştir.
Beşiktaş ; Bu hakkı kazanan üçüncü ve son kulüptür. Natoya girme sürecinde Yunanistan ve Türkiye arasındaki buzların erimesi için iki ülke arasında bir dostluk maçı düzenleniyor. Fakat bu maç öyle acil oluyorki Futbol Federasyonu bir milli takım oluşturmakla ilgilenemiyor ve bu görevi Beşiktaş' a veriyor, sembolik olarakta Fenerbahçe ve Galatasaray' dan birer futbolcu alınıyor. 16 Mayıs 1952 de oynanan bu maçı 1-0 kaybettik ama bu maçtan sonra Başbakan Adnan Menderes Beşiktaş' a ülkemizi temsil etmesinden dolayı armasına Ay Yıldız koyma hakkı vermiştir.
Şimdi gelelim işin en tirajikomik kısımına. Beşiktaş' ın mevcut yönetimini hiçbir şekilde sevmem , beğenmem ve Beşiktaş üzerinde bir kambur olduklarını düşünürüm. Bugüne kadar düzgün birşey yaptıklarını görmedim. Bu konuyla ilgili araştırmalarım esnasında Beşiktaş kulübünün internet sitesinede baktım ve armadaki Ay Yıldız ile ilgili bir açıklama olduğunu gördüm. Açıklama aynen şöyle ''İlk tescil edilen Kulüp olması nedeniyle, armasında Ay-Yıldız taşıma hakkına sahip tek Kulüp’tür. Başka hiçbir Türk Kulübü’nün böyle bir hakkı yoktur.''
Ya kardeşim bir işide düzgün yapın ya, bir işide yaparken elinize yüzünüze bulaştırmayın. Bu Demirören gitmeden bu Beşiktaş' ta düzgün hiçbir şey olmayacak sanırım. Koskoca ülkede 3 takıma bu onur verilmiş sende onlardan birisin ama o onuru neden aldığını bile bilmiyorsun.

Operasyon Başladı


Perez dün yaptığı basın toplantısıyla resmen Real Madrid başkan adaylığını açıkladı. Fakat bu seferki transfer bombaları hakkında net bir açıklamada bulunmadı. Sadece Cristiano Ronaldo dünyanın en iyi futbolcularından birisidir ve en iyiler Real Madrid' te oynamalı dedi. Bu cümle bile seneye Ronaldo' nun Madrid' te olacağı ihtimallerini yükseltiyor.
Bunun yanında Zidane' ıda ekibine katabileceğini söyledi. Bunun ardından tüm gözler Zidane' a çevrildi. Zidane konuyla ilgili olarak "Kendisiyle birlikte çalışacak insanların doğru kişiler oldukları konusunda ikna oldum. Sadece seçim konusunda değil, her zaman kendisiyle temas içindeyimdir. Bana hiç teklifte bulunmasa bile, Real'e katkıda bulunmaya her zaman hazırım" açıklamasını yaptı.
Zidane Real Madrid taraftarı için çok önemli bir isim ve onun yönetimde olması gerçekten çok önemli başlangıç. Sanırım önümüzdeki sezon Barca için hiç bukadar kolay olmayacak.

14 Mayıs 2009 Perşembe

Babacan Aragones


Dün akşam Fenerbahçe Türkiye Kupasını birkez daha kaybetti. Volkan Babacan yaptığı iki kritik hatayla Beşiktaş zaferinin en önemli aktörüydü.
İşte bu noktada herkes Aragones' i eleştirdi, fakat dede sezon başında kupa maçlarında kalenin Babacan' ın olduğunu söylemişti. Babacan finale kadar 8 maça çıktı ve sadece 2 gol yedi. Finalde ise kötü oynayarak mağlubiyete yol açtı. Ben şahsım adına Dede' yi suçlamıyorum sonuçta sezon başı bir karar aldı ve bu kararın arkasında durdu. Sonuç mu ? sonuç bir kupaya mal olsada bu kararı sezon başı almıştı bugün Babacan' ın oynamasını eleştirenler sezon başı neredeydi ? Yada iki sezon önce biz kupada rezerv kadromuzla oynayacağız diyen yönetim şimdi şikayet etme hakkına sahip mi ?

Kupadan Kupaya


Beşiktaş en son Fenerbahçe' yi yendiğinde yine bir Türkiye Kupası maçıydı ve Fenerbahçe' yi eleyerek finale çıktılar, ardındanda kupayı aldılar.
dün akşam yine bir kupa maçı ve yine bir Beşiktaş galibiyeti ve yine bir kupa kazanımı.
Beşiktaş yendimi boşa gitmiyor kupayı kaldırıyor.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Gününde Olmak


Sporda yetenek , çalışma birde gününde olma çok önemli. Lakers - Houston serisinin 4. maçında tüm işaretler Lakers galibiyetini gösteriyordu. T-Mac yok Yao yok birde Yao nun yedeği veteran Mutombo' da yok, anlayacağınız Houston' ın kolu kanadı kırıktı.
Fakat maç hiçde düşünüldüğü gibi olmadı ve Houston çok rahat bir galibiyet aldı. İşte bu galibiyet gününde olmayla alakalı. serinin şu ana kadar 5 maçı tamamlandı bu 5 maça baktığımızda serinin 4. maçını saymazsak diğer 4 maçta S.Battier , A.Brooks 35 - 9 üç sayı isabetiyle oynadı. Kazanılan 4. maçta ise 19 - 9 üç sayı isabetiyle oynadılar. İşte bunun tek anlamı gününde olmak. İstatistiklerdede verdiğim 5. maçta ise nemi oldu ? Lakers 40 sayı farkla kazandı.

Günaydın Berlusconi


İtalyan gazetelerine göre Berlusconi Ancelotti' yi eleştirmiş ve “Birçok kez yanlış taktikle maçlara çıktık. Eğer şampiyonluğu kaybettiysek, bunun sebebi Ancelotti’nin hatalarıdır. Topla çok iyi oynayan ve çok iyi pas yapan futbolculara sahibiz. Bunun üzerine çalışabilirdik. Ayrıca birçok kez maçın son dakikalarına doğru yediğimiz gollerle puan kaybettik” açıklamasını yapmış.
Bende Berlusconi' ye günaydın demek istiyorum. Bu adamın bu takımı yönetemediği gün gibi ortadayken yıllardır Ancelotti ısrarı nedir ? Milan Ancelotti döneminde kupa aldıysa bunu futbolculara borçludur, Ancelotti' nin tek bir katkısı bile yoktur. Zaten İstanbul' daki final bile onu kovmaya fazlasıyla yeterdi. İlk geldiği sezonu saymazsak bu sekizinci sezonu ve sadece 1 şampiyonluğu var. Ancelotti öncesinde ise on sezonda 5 şampiyonluğu var Milan' ın. Berlusconi' nin başarısızlığa nasıl bukadar dayandığını merak ediyorum.

Perez ve Listesi


Marca' nın haberine göre Perez perşembe günü düzenleyeceği basın toplantısıyla Real Madrid başkanlığına adaylığını resmen açıklayacak. Bende herkes gibi merakla bu toplantıyı bekliyorum. Bizim tanıdığımız Perez adaylığını açıklarken en az 2 yıldız transferinide yanında açıklar. Gönlümden geçen isimler Kaka ve Ronaldo, aslında İbrahimovic gibi bir isimi hiçbirine değişmem ama İbrahimovic Messi' nin yanına yakışır. Eto'o Barca' ya 2 katkı yapıyorsa İbra 5 katkı yapar, Messi ile durdurulmaz bir ikili olurlar. Neyse konu dağılmasın bakalım Perez Baba perşembe günü hangi bombaları patlatacak.

12 Mayıs 2009 Salı

İngiltere' de Bir Türk Şirketi



Acaba bu hangi takım ?

Cevap : Watford

Burak' tan İbrahim' e


Fenerbahçe' nin İbrahim Akın' ı istediği söyleniyor. Yetenek olarak düşünürsek İbrahim Akın Fenerbahçe dahil tüm takımlarda iş yapar ama işin bir diğer kısımı daha var. İbrahim gibi genç yaşta Beşiktaş' a gelip büyük takımda oynamanın yükünü kaldıramayıp küçük bir takıma gidip oradaki performansıyla tavan yapıp tekrardan gündeme gelerek kendini Fenerbahçe' ye aldırtan bir diğer isim. O isim Burak Yılmaz ve Burak büyük umutlarla geldiği Fenerbahçe' den büyük ihtimalle sezon sonu ayrılacak. İşte İbrahim transferinin diğer yanı bu. Burak büyük takım yükünü kaldıramadı acaba İbrahim kaldırabilecekmi ?

8 Mayıs 2009 Cuma

Hasan Şaş


Galatasaray' da Ümit Karan ve Hasan Şaş Ankaragücü maçının kadrosuna alınmadı ve sezon sonuna kadarda kadroya alınmayacakları söyleniyor. Sezon sonu ise iki oyuncununda gönderileceği haberleri yayıldı. Ben bu haberi duyunca iyice şaşırdım. Şimdi Hasanı ve Ümiti oynatmayabilirsin ama bu iki oyuncuyu tüm bu sezonun suçlularıymış gibi kadro dışı bırakıp kenara atmak biraz saçma gibi. Hasan Şaş ne oynadıki ihale ona bırakılıyor bu saçma bir karar. Hasan' ı gönder ama bu şekilde değil tüm suçu ona yükleyerek değil. Eğer ortada başarısızlık varsa ve suçlu aranıyorsa bu doğru düzgün maç oynamayan Hasan değildir. Gücün yetiyorsa Lincoln' u kadro dışı bırakta görelim yönetimin gücünü.

7 Mayıs 2009 Perşembe

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Bu Kez Futbol Kazandı


Futbolun sıkıcı yüzü bu kez kazanamadı.Hemde mucizevi bir şekilde kaybetti.Belki Barca'da beklentileri karşılayamadı futbol açısından 180 dakikada ama bu sene kupa onların hakkı.En azından gönlümden geçen bu sene kupayı Katalanların alması yönünde.Chelsea'ye gelince geçen sene finalde penaltılarla bu senede yarı finalde son dakika golüyle elendiler umarım gelecek sene kazanırlar.Ama bu sene Barcelona fantastik la liga performansını şampiyonlar ligi kupasıyla taçlandırmalıydı ve bu son dakika golü bir mucizenin habercisi olabilir.

Real Madrid Taraftarı Ne İster


Çocukluğumdan beri Real Madrid taraftarıyımdır, oynadıkları hiçbir maçı kaçırmam, galibiyetlerinde sevinir, mağlubiyetlerinde üzülürüm. Geçtiğimiz iki sezonda şampiyon olmamıza rağmen bir eksik vardı, takım şampiyon oluyor ama bizde bir burukluk oluyordu. Bunun sebebi aslında çok açık Real Madrid Barcelona gibi değildir altyapıdan yetiştirdiği oyuncularla başarıya gitmez, Real Madrid' de oynayacak oyuncu yıldız olacak bir karizması olacak. Fernando Gago istediği kadar maç kazandırsın bu takıma, istediği kadar şampiyon yapsın bu takımı bu taraftara heyecan vermez.
Şöyle geçmişe bir dönelim Roberto Carlos' un bindirme yaptığı kanatta Heinze var, Zidane' ın oynadığı orta sahada Gago oynuyor, Ronaldo' nun gol attığı forvette Higuain oynuyor, Beckham' ın olduğu takımda Snejder oynuyor, Figo' nun orta yaptığı kanatta Marcelo oynuyor. İşte bu sebeblerden dolayı bu taraftar aşırı mutlu olamıyor. Barcelona' ya baktığımızda Eto'o var Messi var Henry var, bizde ise Gago var Higuain var Snejder var. Olmaz 100 kere olmaz 1000 kere olmaz.
Real Madrid demek yıldız demek, karizma demek. İşte bu sebebden dolayı İbrahimovic, Ronaldo, Kaka, Gerard, Lampard, Pirlo ve Essien gibi isimlerden en az 2 tanesi bu sene Real Madrid' e gelmeli. Bu transferler bizim için şampiyonluk kadar önemlidir.

Hiddink Ne Yapmalı


Hepimiz bu akşam Barcanın Chelsea' yi dağıtmasını bekliyoruz. Hele hele Real Madrid' e deplasmanda 6 attıktan sonra beklentilerimiz iyice yükseldi. Benim kanımca bu akşamki maçın nasıl olacağı, futbolun ilk maçtaki gibimi yoksa Real maçındaki gibimi olacağı tamamiyle Hiddink' in elinde. Eğer Hiddink tecavüz kaçınılmazsa deyip açık futbol oynarsa Barca dağıtır ama yok benim elimdeki tek şans penaltılar deyip takımı ilk maçtaki gibi kendi sahasında alan savunması yaparak kapatırsa turu geçmek için bir şansı olabilir. Ben Hiddink olsam ikinci seçeneği seçerim ve elimdeki kadronun en iyi yaptığı şeyi yaparım, takımımı kendi sahasına çekerim.
Guardiola maç için Chelsea' nin fizik gücünden çekiniyoruz dedi. Haksızda sayılmaz orta sahası çok güçlü ve kalabalık olarak sahaya çıkan bir Chelsea oyunu kilitleyip maçı penaltılara götürebilir yok ben kendi sahamda bu maçı kazanmalıyım deyip açık oynarsa sonu Real Madrid' ten farklı olmaz.

5 Mayıs 2009 Salı

Arsenal - Man. Utd.


iki takım arasındaki son 5 maç:

03-11-2007 Arsenal - Man.Utd. 2-2
16-02-2008 Man.Utd. - Arsenal 4-0
13-04-2008 Man.Utd. - Arsenal 2-1
08-11-2008 Arsenal - Man.Utd. 2-1
29-04-2009 Man.Utd. - Arsenal 1-0

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Çöküş

Bu sezon Türkiye , Fransa ve Hollanda liglerinde tam anlamıyla bir çöküş yaşanıyor ama çöküş derken lig için değil son yıllarda lige ambargo koyan takımlar için. Şu anki mevcut puan durumlarıyla beraber bu liglere bir göz atalım.

Türkiye liginde son 5 senede Fenerbahçe ve Galatasaray isimleri ön plana çıkmıştı. Fenerbahçe 5 senede 3 şampiyonluk 2 ikincilik almış, o 2 şampiyonluğuda Galatasaray kazanmıştı. İki takımdada artık zirve bizim ne olursa olsun ilk 2ye gireriz düşüncesi hakim olmuştu. Bu sezon gösterdiki o iş okadar kolay değil maçları formalar kazanmıyor, çıkıp mücadele edeceksin isteyeceksin ozaman büyük oluyorsun. Özellikle Fenerbahçe ligde 5. sırada fakat hiç derbi kaybetmemiş durumda. Bu bize açıkca gösteriyorki oyuncularda maç seçme oluşmuş, küçük maçları nasıl olsa kazanırız biz hep ilk ikideyiz havası oluşmuş. İşte bu sezon bu yıkıldı artık seneye herzamankinden çok koşmaları gerekecek bu takımlarda kalabilmeleri için.

Hollanda ligi dediğimizde aklımıza Ajax ve PSV gelir. Bu iki takımda Lyon gibi hocalar değiştirir oyuncular değiştirir, Fakat hep zirvede kalırlar. Ta ki bu sezona kadar Hollanda liginin bitmesine 1 hafta kaldı ve bu iki takımın ilk 2 ye girme ihtimalleri yok Ajax ligi 3. bitirdi, PSV ise 4. veya 5. bitirecek bu son hafta maçlarından sonra belli olacak.



Lyon yıllardır bu ligi kapatmıştı, oyuncular değişiyor , teknik direktörler değişiyor fakat zirve değişmiyordu. Şu anda ligde bitime 4 maç var ve Lyon 7 puan farkla 3. sırada ve ligde şampiyon olma şansı imkansıza yakın. Yıllardır işleyen düzen buradada yıkıldı Forma çıksa maçı kazanır sistemi buradada çöktü.

Bu 3 ligde bize formanın değil mücadelenin kazandığını bu sene güzel örneklerle gösterdiler. Bakalım bu sezonun mağlup ve yorgun takımları seneye neler yapacaklar ?

Garip


Sivasspor Gaziantepspor karşısında deplasmanda hiç beklemediği bir mağlubiyet aldı. Futbolun içerisinde olabilecek bir sonuç bu her takım birbirini yenebilir ama asıl garip olan ise Sivassporlu oyuncuların maçtan sonra Gaziantepsporu neden bukadar hırslı oynadılar lig boyunca bukadar hırslı değillerdi diye eleştirmiş olmaları. Sanırım Sivassporlu oyuncular Gaziantepsporun sahaya çıkıp laylaylom yapıp maçı kendilerine vermelerini bekliyorlardı. Gerçi imam ve cemaat ilişkisi söz konusu neden derseniz maçtan sonra Bülent Uygun sıcak hava yüzünden oynayamadık ve maçı kaybettik dedi. Bu açıklamadan sonra oyuncuların böyle demesi çok normal.

3 Mayıs 2009 Pazar

Kezman'dan Guiza'ya


05-05-2007 Beşiktaş - Fenerbahçe 0-1(Kezman)
05-08-2007 Fenerbahçe - Beşiktaş 2-1(Deivid,Kezman - Bobo)
03-11-2007 Fenerbahçe - Beşiktaş 2-1(Deivid,Semih - Bobo)
29-03-2008 Beşiktaş - Fenerbahçe 1-2(S.Özkan - Alex(2))
29-11-2008 Fenerbahçe - Beşiktaş 2-1(Selçuk,Guiza - Nobre)
03-05-2009 Beşiktaş - Fenerbahçe 1-2(Holosko - Guiza,Semih)

Kezman'ın aşırtmasıyla başlayan bu seri Guiza'nın aşırtmasıyla 6 maça çıktı. Bu akşam herkes Fenerbahçe' nin yatıp Beşiktaş' ın galip geleceğini karşılığındada kupa finalinde Beşiktaş' ın yatacağını konuşuyordu ama düşünüldüğü gibi olmadı Fenerbahçe çıktı futbolunu oynadı ve kazandı, kaybedebilirdide. Beşiktaş üstüste ikinci iç saha maçındada liderliği alamadı ve yine 3 puana ulaşamadı , tıpkı 5 Mayıs 2007 de Kezman' ın golüyle yenildikleri günkü gibi.
Beşiktaş' ı artık 4 maçta 3 deplasman bekliyor bakalım bu 4 maç sonunda nerede olacaklar. Fenerbahçe bu maçla bu sezonu derbi mağlubiyeti almadan kapattı. Fenerbahçeli oyunculara sormak lazım derbilerde aslan kesilip diğer maçlarda neden 9 mağlubiyet aldınız ?
Beşiktaş ise ilk 6 daki takımlarla şu ana kadar 9 maç oynadı ve galibiyeti yok, son maçı ise 33. hafta Galatasaray önünde. Bakalım o maçta kazanabileceklermi ?
Son dipnot Beşiktaş 100113 metre koşarken Fenerbahçe ise 78884 metre koşmuş. Beşiktaş çok fazla koşmasına rağmen kazanamadılar acaba neden ? Çok basit Fenerbahçe topu koşturdu Beşiktaş ise topu alıp koşmaya çalıştı.
Yazıyı yazdıktan sonra neden bu maçlardan öncesi yok diye yorum geldi, bende öncesinden ziyade Beşiktaş' ın son lig maçı son İnönü stadındaki lig maçı ve son kupa galibiyetlerinin tarihini yazayım bakalım değişen birşey var mı ?
Beşiktaşın son lig maçı galibiyeti 17-04-2005
İnönü stadındaki son lig maçı galibiyeti 30-10-2004
Son resmi galibiyeti ise 11-04-2007 Türkiye Kupası maçı.
Toplam 321 maç Fenerbahçe 119 Beşiktaş 118 beraberlik 84.

Sözün Bittiği Yer



2 Mayıs 2009 Cumartesi

Ahh Medya Ahh


Yalan haberlerden dolayı ülkemizdeki medyayı eleştiriyoruz ve her eleştiriden sonra bu yalan haberler ancak ülkemizde olur demeyide ihmal etmiyoruz. Geçenlerde İsviçre' de Blick gazetesinde öyle bir yalan haber çıktıki , çok güzel bir kurguyla yazılmış. Haberde Volkar Eckel isimli bir şahsın Grashoppers kulübüne 200 milyon avro bağışlayacağı protokolün imzalandığı yazıldı, hatta resimler bile yayınlandı. Bu haber baştan sona yalan çıktı resimler dahil birde Eckel isimli şahısın 27000 avro borcu olan birisi olduğuda ortaya çıktı.

1 Mayıs 2009 Cuma

Seba Duruşu


Geçenlerde Demirören' in tutarsız demeçlerini yazıp Seba' nın gerçek Beşiktaş duruşundan bahsetmiştim. İşte Seba Ligtv' ye bir ropörtaj verdi ve çok güzel açıklamalar yaparak bize Seba duruşunun nasıl olduğunu birkez daha hatırlattı. İşte Seba' nın açıklamarından bir demet :
“Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe başkanlarının bir ağırlığı olmalı. Yöneticiler verdiği demeçlere, hareketlerine dikkat etmeli. Daha yeni yetişen futbolcular iki günde kendilerini dev aynasında görüyor. Bunlara başkanlar taviz vermemeli.”