29 Mart 2009 Pazar

Aşk Tutulması


İçimde hep ukde kalmıştı.Hollywood yapımı juila roberts'lı meg ryan'lı romantik-komedi türü filmlerden bizim ülkemizde hiç yapılmamıştı.Çok mu zordu öyle bir film yapmak.Hepmi ajitasyon hep mi ağalık-paşalık.Bu film işte o açığı fazlasıyla kapatıyor bence.İzlerken sıkılmıyorsunuz.Film sizi alıyor götürüyor.Oyunculuklar cuk oturmuş cinsten.Hatta doktor rolünde kısa bir süre filmde görünen Feridun Düzağaç bile sırıtmamış.Birçok futbolseverin uyguladığı totemlerinde ne kadar ciddi boyutlara ulaşabildiğinide görmüş olduk böylece film sayesinde.Hernekadar yayınlandığı geçen sene vizyonda fazla ilgi görmemiş olsada mutlaka izlenmesi gereken çok şirin sevimli içinde futboluda fazlasıyla barındıran bir film Aşk Tutulması.

28 Mart 2009 Cumartesi

En İyisi McManaman


Robbie Fowler bugüne kadar oynadığı en iyi futbolcunun Steve McManaman olduğunu söylemiş. Bence Gerard a biraz haksızlık etmiş, siz ne dersiniz ?

Mekanın Cennet Olsun

27 Mart 2009 Cuma

İspanya-Türkiye Sahada Keyfi Biz Ekran Başındakilere


ispanya-Türkiye Bernabau'da karşılaşacak,NtvSpor yayınlayacak,Ercan Taner sunacak,her ne kadar keyfine düşkün İspanyollar yüzünden saat 23:00de başlayacak olmasına rağmen cumartesi gecesine denk geldiği için o da olaya ayrı bir güzellik katacak.İnsan daha başka ne ister ki?:iki orta boy küp kıymalı pizzayla 2,5 litrelik cola lütfen.Daha yazarken deja vu yaşadım ve bir an 2008 avrupa şampiyonasına gittim.

Sonuç her ne olursa olsun bir futbol ziyafeti yaşanacak,puan ya da puanlarda işin tuzu biberi olacak.

Del Bosque'den İnce Mesaj


Dünkü Hürriyet gazetesinde yayınlanmış olan Del Bosque röportajından tek paraglaflık inci.

Haberi yapan İsmail Er Del Bosque'ye soruyor:

-Hocam Beşiktaş'tan aldığınız 8 milyon euro tazminatla ne yaptınız?

İspanyol'un cevap ilginç:

-Benim parayla işim olmaz.Aldığım tazminatında büyük bir kısmı hayır işlerinde kullanıldı.Anlıcağınız o para Beşiktaş'ı şampiyon yapmaya yeter.


O para son yıllarda hiç olmadığı kadar yakın olduğu şampiyonluğu Beşiktaş'a getirir mi bilinmez ama bilinen bir gerçek Del Bosque'nin onca yaşadığı olaya rağmen halen daha Beşiktaş'a ve Beşiktaş'lıya karşı beyfendi duruşunu bozmadığının bir göstergesi.Parayı aldım çatır çatırda yedim diyebilirdi.Ama o sadece hukuki hakkımı aradım ve kazandım diyor.Umarım bu olayda Demirören'e iyi bir ders olmuştur.

Bülent Uygun Kanunları


Daha Fenerbahçe'deki ilk günlerinde alkollü araç kullanmaktan ehliyetine el konulan Gökhan Emreciksin alacağı yıllık ücretin bir kısmını taksiye vereceğinin üzüntüsü içinde dursun geçtiğimiz hafta yedek kulübesini tekmelediği ve sergilemiş olduğu agresif tavırlar yüzünden kamuoyundan tepki toplayan Bülent Uygun hem kaybetmiş olduğu imajı tazelemek hemde oyuncularının başarısının sırrını açıklamak için ilginç bir tespitte bulunmuş:"İstanbul’da Laila var, Sivas’ta ise La İlahe İllallah"

Hatta daha da ileriye gitmiş "Futbolcuların alkol satın alabileceği birkaç büfe var, onlarla da iletişim halindeyim. Herhangi bir oyuncum içki aldığında hemen haberim oluyor. Gerekli uyarıyı yapıyorum" demiş.Anlaşılan Bülent Hocadan habersiz Sivas'ta dişi sinek uçamıyor.

21 Mart 2009 Cumartesi

Fulham:2 - Man. Utd:0


23 senedir takımın başında olan Sir Alex Ferguson geçen hafta verdiği bir demecinde hala daha büyük deplasman maçlarından önce takım otobüsüyle stada doğru yaklaştıklarında çok büyük heyecan duyuyorum açıklamasını yapmıştı.Sanırım Londra'daki Fulham deplasmanı onlar için pek büyük olarak görülmemiş ki rakibi hafife almanın acısını kötü ödediler.Açılışıda eski Liverpool'lu Danny Murphy yaptı ve eski takımının şampiyonluk yolunda yeniden umutlanmasını sağladı.Manu puan kaybının yanında kırmızı kart gören Scholes ve Rooney'ide kaybetti.Yarın Liverpool Anfield Road'da Villa'yı yenerse puan farkı Manu'un maç eksiğinden dolayı 1'e düşmüş olacak.Chelsea'de Totthenham'a kaybederek büyük bir fırsatı tepmiş oldu.

Braveheart Tuncay!


Belkide Fenerbahçe'nin takım olarak şu anda maç içinde yaşadığı hırs eksikliğinin en büyük sebebi O'nun takımdan ayrılması.Her eve lazım eşyalar gibi her takımada lazım futbol kişiliği olan bir oyuncu Tuncay.Maç içinde durgunlaşan tribünleri ve takım arkadaşlarını hırsıyla hareketlendiren ve skor tabelasını değiştiren bir orta saha oyuncusuydu.Belkide Avrupa'da başarı hedefleyen Fenerbahçe yönetimi ne yapıp edip hiç göndermemeliydi onu.Kontratı sona erip yurt dışına gitmeyi kafasına koyduğunda birçokları Tuncay'ın kesinlikle gitmemesi gerektiği görüşünü savunuyorlardı.Heleki takımda kalıp Carlos gibi bir futbolcunun kaptanı olma şansını bırakıp sıradan bir İngiliz takımı olan Middlesbrough'ya gitmesini kimse kabul edemiyordu.Birçok insan sezon sonunu bile göremeden geri döneceğini tahmin ediyordu.Ama birşeyi unutuyorlardı.Tuncay'ın ne kadar hırslı kişilikte bir futbolcu olduğunu.O sadece kendi oyununu geliştirmeye bakıyordu.Premier Ligde Boro gibi sıradan bir takımda oynamak Avrupada büyük başka takımda oynayıp yedek beklemektense futbolunu geliştirmesi için en büyük şanstı.
ve o Tuncay geçen hafta Premier Lig gibi üst düzey futbolun oynandığı bir ligde belki takım olarak sportif olmasada kendi şahsı açısından büyük bir başarıya imza attı hırsı sayesinde.Ligde zor günler geçiren takımı kendi sahasında oynadığı maçta taraftarlarının büyük protestosuna maruz kaldı.Taraftarlar bütün futbolcuları top ayaklarına geldiğinde ıslıkladılar.Bir tek kişi hariç:Tuncay'a ise büyük sevgi gösterisinde bulundular ve ingilizce bizim bir tek futbolcumuz var o da Tuncay tezahuratlarını yaptılar.Hatta bu diğer futbolcular ve teknik direktörün o kadar zoruna gitmiş olmalı ki maç sonunda Southgate bu olaya değinmeden geçemedi.
Evet belki bu sene Tuncay'ın takımı küme düşebilir ama bu Tuncay'ın basamak atlaması için büyük bir şans.Kaldı ki şimdiden oynadığı futbolla kendini ispat etti ve önümüzdeki sene Everton,Aston Villa,West Ham gibi ligin kalburüstü takımlarında forma giyebilir.
Tuncay Middlesborough'ya giderek belki Roberto Carlos'un kaptanı olma şansını elinin tersiyle itti ama şimdiden Premier Ligde taraftarların gönlünü kazanmayı başardı.Darısı yurt dışında oynama cesaretini gösteremeyen diğer Türk futbolcu adaylarına!.

17 Mart 2009 Salı

Ligin Zirvesinde Hava Durumu

Bizim ligimizde şampiyon olan ya da son haftalarda şampiyonluğa oynayan takımlar için söylenen klişeleşmiş bir laf vardır:Takım olarak iyi hava yakaladılar.Şampiyonluk havasına girdiler.Ligin son 10 haftasına girdiğimiz şu günlerde zirveninde havası iyiden iyiye ısınmaya başladı artık.Malum şu anki tablo pek az rastlanıcak türden.Son 10 hafta 5 takımında şampiyonluk iddaası mevcut.Dolayısıyla bu rekabet saha içinede yansıyor.Maçlar artık olduğundan daha fazla gergin ve stresli geçmeye başladı.İşte bu da takımların üzerindeki stresten kaynaklanıyor.
Geçen hafta Bülent Uygun'un yedek kulübesini tekmelemesi.Şampiyonluğa giden yolda takımın üzerindeki stresi almakta en büyük görev hocaya düşerken Bülent Uygun adeta yangına körükle gidiyor ve kamuoyunda antipati topluyor.Bu hafta ise Trabzon-Galatasaray maçında oyuncular hakemin çaldığı bariz doğru kararlara bile inanılmaz itirazlar ettiler.Bunlar hep şampiyonluk mücadelesi ve stresini kaldıramamaktan geçiyor.Oyuncu seyirci önünde hatasını örtecek tek kişi olan hakeme saldırıyor.
Sivas ve Trabzon bu konuda en tecrübesizleri gibi görünüyorlar ve bu yüzden sanırım yıllar sonra yakaladıkları bu şansı tepecekler gibi.Her maç gerilim ve stresleri biraz daha artıyor.Galatasaray'ın ise her sene şampiyonluk yarışında başta kaptanları Hakan Şükür olmak üzere son dakikaya kadar var olan tecrübeli kadrosu artık yok.Fenerbahçede ise tam tersi bir rehavet ve vurdumduymazlık sözkonusu.Bu şekilde giderlerse onlarda kendi şansları kendileri yitiriyorlar.
İşte bu noktada konunun başında yazdığım havayı şu anda yakalamış tek takım olarak Beşiktaş göze çarpıyor.Bundada en büyük faktör hiç şüphesiz Mustafa Denizli.Bir teknik direktörün görevi sadece taktik verip tahtaya dizilişi yazmak değildir.Şampiyonluk yolunda oyuncuların psikolojik durumlarıylada ilgilenmek ve onları oluşan stresten en az zararı görücek şekilde hazırlamaktır.Belki şu anda oyun olarak çok iyi oynamıyorlar ama şampiyonluk için gerekli havayı yakalamış gibi görünüyorlar son haftalarda.Sahaya ne olursa olsun kazanmak için çıkıyorlar ve maç içinde son dakikaya kadar savaşıyorlar.Zengin yedek kulübeside bu yolda en büyük yardımcıları.Son Gençler maçında sıkışan oyunda Yusuf ve Holosko'nun oyuna girmesiyle maç bir anda hareketlendi ve golleri buldular.Eğer bu hafta Sivas deplasmanından üç puanla dönerlerse son 9 hafta için büyük avantaj sağlayacaklar.

16 Mart 2009 Pazartesi

300


İnzaghi bu hafta sonu Sienaya attığı 2 golle kariyerinin 299. ve 300. gollerini atmış oldu. Tebrikler İnzaghi. Bizim ülkemizde son senelerde iyi bitirici golcü sıkıntısı var, bakalım Hakan Şükür den sonra kim çıkacak 200lü gol rakamlarına.

13 Mart 2009 Cuma

Benjamin Button


Tek kelimeyle gönül...
Uzun zamandır bir filmde bukadar duygulanmamıştım. Gönül filmleri listemde 3 filmin ayrı yeri vardı, Benjamin Button da 4. film olarak bu listeye girdi.

- Notting Hill
- FamilyMan
- Akıl Oyunları
- Benjamin Button' ın Tuhaf Hikayesi

11 Mart 2009 Çarşamba

Takke Düştü......


Şampiyonlar Liginde bu sezon İngiliz istilası var.İkinci Tura 4 takım geldiler ve bunlardan üçü çeyren finale çıkmayı garantiledi Roma-Arsenal ise şu an itibari ile uzatmaları oynuyor.Yani onlarında çeyrek final şansı devam etmekte.Asıl olan kağıt üzerindeki bu görüntünün dışında dün Liverpool-Real ve bugün Man.Utd-İnter maçlarını izlerken İngilizlerin Avrupa'nın iki büyük liginden gelen ve kendi liglerinde biri lider diğeri ise 12 puanlık farkı yarıya çekmiş takımlar olmalarına rağmen futbol olarak üstünlüklerini çok belirgin bir şekilde hissettirmeleri.Özellikle Real sanırım hiç bir Avrupa kupası maçında bu kadar gardı düşmüş ve futbol olarak bu kadar ezilmemiştir.Benitez'in maçtan sonraki daha fazla gol atmalıydık sözü ise Liverpool'un bu işe ne kadar fazla konsantre olmasının sebebi.İnter ise çok defansif bir kadroyla çıktı maça ve işi sadece İbra'nın bireysel yeteneğine bırakmış görüntüsündeydiler.Mourinho'ya hiç yakışmadı bu kadar mahkumiyet.
İki İngiliz takımıda rakiplerine karşı hem fizik hem de teknik olarak kat ve kat üstündüler.İşte bu noktada Premier Ligin neden Avrupa ve Dünyanın en çok takip edilen ve sevilen ligi olduğunun kanıtı.Bu ligde futbol hem teknik hemde fizik kondüsyon olarak çok üst seviyede oynanıyor.Bunun semeresinide İngiliz takımları Şampiyonlar Liginde eşleştikleri diğer liglerin takımları karşısında topluyorlar.Sanırım son 16 takımdan 4'ünün İngiliz olması bir tesadüf değildi ve bu iki günlük 2.tur maçlarında İngiliz takımları diğer liglerden olan rakiplerinin takkelerini düşürdüler.

Tebrikler Eczacıbaşı


Futbolda ikinci turlara çıkmanın büyük başarı gösterildiği , basketbolda ise parlak geçen önceki sezona rağmen bu sene takımlarımızın büyük bütçeler harcayıp hayal kırıklığı yaşattığı ülkemizde Avrupa Kupalarından başarı haberi yine voleybol branşından geldi.Eczacıbaşı Zentiva ilk maçta 3-1 yendiği Polonya temsilcisi Fakro Musznianka'yı 3-0 yenerek 28-29 Mart tarihlerinde İtalya'da yapılacak olan dörtlü finallere gitme hakkı kazandı.Tebrikler Eczacıbaşı darısı futbol takımlarımızın başına.

10 Mart 2009 Salı

Bye Bye Meira


Meira nın transferi konusunda Galatasaray ile Zenith anlaşmış. Bende diyorumki bu kafayla daha çok Meiralar gelir gider. Sen Song gibi klas bir oyuncuyu bonservissiz bırak yerine Meira yı al sonrada devre arası sat. Satıp kurtulmaları güzel ama bir Song daha nezaman bulurlar merak ediyorum.

Yakışmadı


Son iki sezondaki hem saha içi hemde saha dışındaki tavırlarıyla gönüllere taht kurmuşlardı. Fakat bu haftaki Ankaraspor maçından sonra ne saha içinde nede saha dışında şampiyon olamayacaklarını gösterdiler. Bülent Uygun un yedek kulübesinin camını parçalaması ne kadar kötüyse maç sonu hakemin yanına gidip saygısızca bağırmasıda okadar kötüydü. Bu saatten sonra ne gönüllerde nede puan durumunda şampiyon olamazlar.

Manchester City nin şimdiki hedefinin Henry olduğu söyleniyor. Şeyhler artık işi futbol menejerlik oyununa çevirdiler canlarının istediğine talip oluyorlar, bakalım ileriki günlerde başka kimlere talip olacaklar. Bu arada Henry için 11 Milyon avroyu gözden çıkarmışlar.

1 Mart 2009 Pazar

Atletico Madrid : 4 - Barcelona : 3


Ercan Taner'in maçın sonunda söylediği söz herşeyin özeti oldu bence."La Ligada artık her şey yeniden başlıyor".Harika bir maç oldu.Ligin ilk yarısındaki maçta olduğu gibi yine 7 gol atıldı ama bu kez kazanan A.Madrid oldu.Birbirlerine nazire yaparcasına gollerin hepside birbirinden güzeldi.Maçta birden çok kırılma anı oldu.Önce maçın başında buz gibi golü yendi Atletico'nun.İlk yarının sonunda Gudjonsen farkı tekrar ikiye çıkarma şansını kullanamadı.Ardından ikinci yarının 55. dakikasında Eto'o çaprazdan auta attı dönen topta Agüero beraberliği yakaladı.73'tede Forlan altıpastan kafayı auta atınca bu kez dönen topta Henry affetmedi ve tekrar Barca öne geçti.Son10 dakikaya girilmişken bizim yardımcı hakemlerimize ders olacak şekilde yardımcı hakem orta hakemin süzemediği pozisyonda ısrarla orta hakemi uyardı ve penaltıyı çaldırttı.Son sözüde bütün maç Barca savunmasını dağıtan Agüero söyledi ve ilk yarıdaki maçında rövanşını almış oldu böylece.
3 maç öncesine kadar 22 maçtır kaybetmemiş olan Barca son üç maçında toplam 8 puan kaybetti ve La Ligada herşeyi yeniden başlattı.Guardiola 06'-07'deki kabusu yeniden görmek istemiyorsa birşeyler yapmak zorunda kalan haftalarda.

Espanyol : 0 - Real Madrid : 2


Ortada geçen maçta Real ikinci yarıda Guti'nin frikiğiyle önce üstündeki stresi attı ardından kaptan Raul'lada bitirici darbeyi indirdi.Üç puanı cebine koydu ve beklemeye geçti.Realin maç fazlasıyla fark şimdilik 4.Acaba Barcelona'yı şampiyon ilan eden bahis şirketinin sahipleri ne düşünüyorlardır.Çünkü ligin ilk yarısında rakibinden 6 yiyerek nakavt olan Atletico'nun bu maça nasıl bir intikam duygusuyla hazırlanacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.